30 Aralık 2015 Çarşamba

Sindirim Nedir ?

SİNDİRİM SİSTEMİ




Sindirim: Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir.

Besin maddelerinin içeriklerine göre karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, su ve mineraller olarak gruplandırıldığını biliyoruz. Besin içerikleri büyük moleküllerdir. Büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere parçalanması gerekir. Yediğimiz besinler hücrelerimize geçebilecek duruma sindirim işlemi sonucunda gelir.

Büyük moleküllü besin maddeleri: 

Karbonhidratlar ------------------>Glikoz
Proteinler ------------------>Amino asit
Yağlar ------------------>Yağ asidi+ gliserol (gliserin)
Şeklindeki küçük moleküller haline gelerek kana geçerler.

Sindirim faaliyetleri iki çeşittir: Mekanik sindirim ve Kimyasal sindirim
1) Mekanik Sindirim: Besinlerin sindirim enzimleri kullanılmadan, yalnızca fiziksel olarak – dil, diş, mide, bağırsak hareketleri sayesinde- parçalanıp, küçük parçacıklar haline getirilmesidir. Yani besinlerin kesilmesi, parçalanması, mide ve bağırsaklarda salgılanan sular sayesinde boza kıvamına getirilmesidir.
2) Kimyasal Sindirim: Parçalanmış ve sulandırılmış besinlerin enzimler yardımıyla ( tükürük, mide ve bağırsak öz suları, pankreas ve karaciğer salgılarıyla) kimyasal değişime uğrayıp, yapı taşlarına parçalanmasına denir. Kimyasal sindirimde mutlaka enzim ve su kullanılır.

Sindirim sistemini oluşturan organlar




• Ağız: Besinlerin mekanik sindirimi çiğneme ile gerçekleşir. Karbonhidratların kimyasal sindirimi ise tükürük içerisinde bulunan enzimler sayesinde başlar.
• Yanaklar, dudaklar, küçük dil ve damak tarafından çevrilmiş boşluktur. Ağızda dişler, dil ve tükürük bezleri bulunur.
• Yutak: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar.Yutakta sindirim olmaz.
• Yemek Borusu: Besinleri yapısında bulunan kaslar yardımıyla mideye iletir.Yemek borusunda sindirim gerçekleşmez.
• Mide: Besinlerin mekanik sindirimi, midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. Kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir. Böylece, besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin sindirimi midede başlar.
• İnce Bağırsak: Yağların kimyasal sindirimi burada başlar. İnce bağırsağa gelen pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesi olayına emilim adı verilir. İnce bağırsak, sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür.
• Kalın Bağırsak: Besinler içerisinde kalan su, kalın bağırsak tarafından emilir. Atık maddeler ise sindirim sisteminin son bölümü olan anüse gönderilir.
• Anüs: Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılamayan bölümü anüs yoluyla atık madde olarak vücuttan uzaklaştırılır.

Sindirime yardımcı organlar

Karaciğer: Safra adı verilen bir salgı üretir. Safra salgısı bir kanal yoluyla, yağların kimyasal sindirimini gerçekleştirmek üzere ince bağırsağa gönderilir. Karaciğer Vücudun en büyük organı olup ( yaklaşık 2 kg kadar), karın boşluğunda ve sağ üst kısmında yer alır. Karaciğer sağ lob ve sol lob olmak üzere iki kısma ayrılır. Loblarda öd salgısı ( safra ) üretilir. Karaciğerden ayrılan bir kanal, loblarda üretilen safrayı safra kesesine taşır.
Pankreas: Pankreas öz suyunu salgılar. Pankreas öz suyu proteinlerin, karbonhidratların ve yağların kimyasal sindirimini gerçekleştiren enzimler içerir.
Midenin sol alt kısmında yer alır. Uzunca bir yaprağı andırır. Ortasında boydan boya uzanan bir kanal vardır. Pankreas hem hormon, hem de enzim salgılayan karma bir bezdir.
* Pankreas, ince bağırsağın uyarması sonucu öz su salgılar. Pankreas öz suyunda lipaz, amilaz ve tripsinojen enzimleri bulunur.
Lipaz, amilaz ve tirpsinojen enzimleri, protein, yağ ve karbonhidrat sindiriminde etkilidir. Pankreas, bu enzimleri virsung kanalı ile onikiparmak bağırsağına aktarır.
* Pankreas aynı zamanda insülin ve glukagon hormonlarını salgılar ve doğrudan kana verir. İnsülin kandaki şeker oranını azaltıcı etki yapar. Glukagon ise kandaki şeker oranını artırıcı etki yapar. İnsülin hormonunun çeşitli sebeplerle yeterince salgılanamaması şeker hastalığına yol açar. Çünkü böyle bir durumda kandaki şeker miktarı yükselir.

Önemli notlar:

1. Canlılar hayatları için gerekli olan enerjiyi besinlerden sağlar.
2. Besinlerdeki enerjiyi elde edebilmek için o besinleri küçük parçalara ayırıp hücre içine almamız lazım.
3. Küçük parçalara ayrılan besinler mitokondride oksijenle yakıldıktan sonra içlerindeki enerji kullanılabilir hale gelir.
4. a) Karbonhidratlar glikoz halinde hücre içine girerler.
b) Proteinler amino asit halinde hücre içine girerler.
c) Yağlar yağ asiti + gliserol halinde hücre içine girerler.
5. Asıl enerji kaynaklarımız karbonhidratlardır.
6. Su, mineraller ve vitaminler sindirime uğramadan kana geçerler.
7. a) Karbonhidratların sindirimi ağızda başlar ince bağırsakta sona erer.
b) Proteinlerin sindirimi midede başlar ince bağırsakta sona erer.
c) yağların sindirimi ince bağırsakta başlar ince bağırsakta sona erer.
8. İnce bağırsakta sindirilmiş olan besinler hücrelere aktarılmak üzere kana geçer bu olaya emilim denir.
9. Sindirim artıkları kalın bağırsağa aktarılır orda su, mineraller ve vitaminin emilimi gerçekleşir. Kalanlar ise anüse aktarılır ve buradan da vücut dışına atılır.


Sindirim sistemi hastalıkları

1. Ülser: Mide özsuyunun mide ve onikiparmak bağırsağını aşındırmasıdır.
2. Reflü: Asitli mide içeriğinin yemek borusuna uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olması.
3. Gastrit: Mideyi koruyan mukozanın iltihaplanması.
4. Dizanteri: Basit yapılı canlıların kalın bağırsağa yerleşerek yol açtıkları hastalıktır.
5. Gıda zehirlenmesi: Bozulmuş, mikroplu yada kirli besinlerin yol açtığı hastalıktır.

Boşaltım Nedir ?

boşaltım sistemi nedir ile ilgili görsel sonucuBoşaltım Sistemi Nedir? Vücuttaki fazla suyun ve suda erimiş halde zararlı ya da gereğinden fazla bulunan maddelerin hücrelerden ve vücut sıvısından uzaklaştırılması olayınaboşaltım adı verilir. Vücuttaki zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılması için bir çok sistem birlikte çalışır. Bu sistemlerden birisi de boşaltım olayını gerçekleştiren boşaltım sistemidir.
Boşaltım Sisteminin Görevleri:Sindirim yoluyla kana ve hücrelere ulaşan besin maddeleri enerji verici, onarıcı ve düzenleyici olarak kullanıldıktan sonra ortaya çıkan fazla su, ürik asit, madensel tuzlar ve karbondioksit gibi atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasından sorumludur.
Boşaltım Nasıl Gerçekleşir? Böbreklerde süzülen kandaki zararlı maddeler ayrıştırılarak idrar kanalı aracılığıyla vücuttan uzaklaştırılır. Bunun yanında, terleme, nefes alış verişi gibi, vücuttaki zararlı maddeleri dışarı atmak için kullanılan yardımcı sistemler de boşaltım sisteminin yan kolunu oluşturur. Bu nedenle, boşaltım denince akla sadece dışkılama gelmemelidir.
Boşaltım Sistemi Organları Nelerdir? Boşaltım sisteminde görev alan temel organlar ve yapılar böbrekler, üreterler, sidik kanalı ve idrar kesesidir. Boşaltım sistemi içinde kanın temizlenmesinden sorumlu başlıca organ böbreklerdir. Ayrıca, böbreklere yardımcı olarak deri, akciğer, karaciğer ve kalın bağırsak yardımıyla da karbondioksit, fazla su ve mineraller, üre, safra tuzları gibi zararlı atıklar dışarı atılır.
Böbrek yetmezliği, böbrek taşı, böbrek iltihabı, nefrit, üremi, albümin, mesane iltihabı, sistit en sık rastlanan boşaltım sistemi hastalıkları olarak sayılabilir.

Sürtünme kuvveti nedir ?

Sürtünme kuvveti, temas halinde olan iki nesnenin arasında oluşan ve harekete karşı koyan kuvvete verilen isimdir. Bu kuvvetin ortaya çıkması için hareket gerekmez ancak hareketin olduğu durumlardaki (kinetik) sürtünme kuvveti, hareketin olmadığı durumdan (statik) farklıdır.
Bir masayı yatay olarak hareket ettirmeye çalıştığımızı düşünelim. Önce biraz zorlanırız sonra masa hareket etmeye başladığında kolay bir şekilde onu sürükleyebiliriz. Bu hareketliyken sürtünme kuvvetinin durgunken olduğu şekle göre daha az olduğunu gösterir ayrıca bu sonuçtan sürtünmeyi kinetik sürtünme kuvveti ve statik sürtünme kuvveti olmak üzere ikiye ayırmak gerektiği anlaşılır.

Özellikleri

  • Yapılan deneyler göstermiştir ki sürtünme kuvveti 2 şeye bağlıdır:
  1. İki yüzey arasındaki etki-tepki kuvveti: Bu, bir yüzeyin diğerine uyguladığı dik kuvvettir.
  2. Sürtünen yüzeylerin cinsi: Her yüzeyin sürtünmesi farklıdır. Bu yüzden sürtünme kuvvetinin hesaplanabilmesi için sürtünen yüzeylerin özgün bir özelliği olan sürtünme katsayısının bilinmesi gerekir.
  • Birbiriyle temas halinde olan iki yüzey arasındaki statik sürtünme kuvveti uygulanan kuvvetle zıt yönlüdür ve aşağıda verilen değere sahip olabilir:

    Sürtünme katsayısı

    Sürtünme katsayısı boyutsuz ve skaler bir değerdir. İki cisim arasındaki sürtünme kuvvetinin iki cisim birbirine bastıran kuvvete oranı olarak da belirtilebilir. Sürtünme katsayısı kullanılan materyale göre değişir. (Buz ve çelik arasındaki düşük sürtünme ya da lastik ile asfalt arasındaki yüksek sürtünme gibi) Sürtünme katsayısı genellikle 1 ile 0 arasında olur, fakat bazı durumlarda katsayı 1.7 ye kadar çıkabilir. Teflon'un sürtünme katsayısı gibi 0.04 gibi çok düşük olabilir. Eğer sürtünme katsayısı 0 ise obje yüzeye temas etmiyor demektir, yani tepki kuvveti yoktur.Yüzey yapışkan ise sürtünme katsayısı genellikle doğru ölçülemez.

Yoğuşma nedir?

yoğuşma örnekleri ile ilgili görsel sonucuYoğuşma nedir?

Yoğuşma yada yoğunlaşma Atmosferdeki su buharının gaz halindeyken sıvı ya da katı hale dönüşmesine yoğuşma denmektedir. Yoğuşma olayı sonucunda gaz ısı kaybeder ve çevresine ısı verir. Yoğuşma olayı başladığında yoğuşan gaz halindeki madde çevresine ısı verdiği için ortamın sıcaklığını arttırır. Yoğuşma sonucunda gaz halindeki maddenin yapısındaki potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşür ve sıcaklık artar.

Yoğuşmaya örnek

Sabahları gördüğümüz çiğ yoğuşmanın bir örneğidir.

Yoğuşma nasıl oluşmaktadır?

Yoğuşma olayı gaz halindeki bir maddenin kaynama sıcaklığından düşük sıcaklıktaki bir ortamla karşılaşması veya soğuk bir hava akımıyla karşılaşması sonucu görülür. Soğuk hava ile temas eden su buharı molekülleri enerjilerini soğuk havaya vererek bir araya gelir ve su damlasını oluştururlar. Böylece yoğuşma gerçekleşir ve bulutlardaki su buharı yağmur olarak yere iner.
Not: Yoğuşma sistemi kombi sistemlerindede aktif olarak kullanılmaktadır.

Kaynama nedir ?




Kaynama Nedir Kısaca

Sıvı bir maddenin hızla buharlaşmasına Kaynama denir. Neden hızlı buharlaşıyor biliyor musunuz? Bir kaptaki suyu ısıtmaya başlarsak buharlaşması artar.Isıtmaya devam edersek buharlaşma hızı da artar. Bir süre sonra su yüzeyinde buhar kabarcıkları görülür. 
kaynamanedir ile ilgili görsel sonucukaynamanedir ile ilgili görsel sonucu

Erime nedir ?



erime nedir ile ilgili görsel sonucuErime Nedir Kısaca

Katı bir maddenin ısı alarak sıvı hale geçmesine erime denir. Buzu bir süre sonra su haline geçmesi,
dondurmanın akması, çikolatanın yumuşaması.

Erime bizim için ne kadar faydalıdır? 

Cam, bakır, demir, alüminyum, plastik gibi maddeler eritilerek sıvı hale getirilir, kalıplara dökülerek şekil verilir.